13 Ağustos 2015 Perşembe

say(-ma) yıldızları



-Bir yıldız, iki yıldız, üç yıldız, dört yıldız...
-Aman dur kızım, sayma yıldızları şanssızlık gelir de başına vurur derlermiş.

-Yahu baba inanıyor musun sen bunlara?
-Deme öyle bak, 
Efsaneye göre bir diyarda deli mi deli, bir o kadar hakiki, aklı fikri firarda gönlü bir gönülde çırpınışlarda, yağızlığıyla nam salmış nice diyarlara, dedim mi yaparım yaptım mı başkalarını duymam diyiveren bir oğlan varmış. Yahu gülme bak bu gerçektir. Bakma efsane dediklerine kızım, nice insanlar kurmuş bunları düşlerinde olmasa bile olacaktır, her hayal bir gün gerçek olur diyen dedene inandıydım da ben ondan bu söyleyişlerim, artık senin kulağına küpe olsun bunlar. 
Neyse biz efsaneye geri dönelim. Bu yağız oğlan öyle ahım şahım bir şey de değilmiş. Tabi bakanına göre. Güzel seven güzel görür evladım ne edersin. Kumral bir delikanlıymış. Uzun saçları, sarı sarı gözleri varmış.
Bakma bana öyle şaşkın şaşkın demek ki ben de güzel gören birinden dinlemişim bu efsaneyi. Gözlerini sarı gördüyse gönlü kim bilir nasıl güzel sevmiş.
Boy desen kızlara göre uzunca bize sorsan nolmalce. Bu deli oğlan bir kıza sevdalıymış.
Bakma sen deli oğlanların öyle her tarafa âhkam kesmelerine, onların gönüllerini kesen kesmiş de onlar sevdiklerine bir şey edemediklerinden hep dışarıya vuruvermişler tüm hırslarını.
Kız nasıl diye sorma bana. Ben de bilmem. Bana sorsan en güzeli sarı saçlı mavi gözlüsü. Anan da öyleydi ya kızım. Sanki melek.
Ama bilemezsin ki sen kimin meleği olduğunu. Herkesin meleği içindeki, gönlünün bir kısmına kurulmuş tahtta bellidir.
Ha bir de alınyazısı vardır ki onun üstüne söz olmaz. O ne derse o olur.
Neyse gelelim bu deli oğlanın meleğine.
Ela gözleri varmış.
Öyle diyorlar.
Başka da bir şey bilmiyorlarmış.
Neden mi?
Çünkü bu deli oğlan kızlarla konuşurken her kızın gözlerinin içine bakarmış da ela gözlülere bir türlü bakamazmış.
Yahu kızlarla konuşurken dedik de öyle çok konuştuğundan sanılmasın. İşte konuşmak zorunda olduğu zamanlarda diyelim biz ona.
Deli oğlan dediysek de boşuna demedik değil mi? 
Bu bizim oğlan her gece çıkarmış bir dağ tepesine, bilir misin dağ tepelerini bal kuzum, geceleri berrak bir hava ile yıldızların nasıl raks ettiğini görürsün oralarda. Hafif bir esinti çarpar suratına bir yandan bir yandan da gönlünün çarpıntılarını duyarsın. Efsanemize dönersek bu oğlan her gece oraya çıkar kitap okurmuş. Uzun saçları hafif esintide dalgalanır zaten düşünceleri dalgalarda hep boğulmakla boğuşurmuş.
Şaşırdın değil mi? Deli mi bu yahu gece gece ne görecek de ne okuyacak?
Onlar da öyle düşünmüşler. 
Ama oğlan her gece bir yıldız saymış bir yazmış.
Her gece yıldız saymış, her gece sevdiğini sayıklamış.
Her gece saymış, her gece yanmış.
Her gece umutlanmış, her gecenin sabahında unutarak uyanmış.
Bu kız deli oğlanı sevmiş mi? 
Sevmiş diyorlar. Çok sevmiş.
Ama öyle böyle sevmek değil.
Evlerinin damları varmış. O da her gece oraya çıkarmış.
Yıldızları sayarmış, dertlerini başından savarmış.
Deli oğlanı yazarmış, yazdıklarını hiç ulaştıramazmış.
Deli oğlan da ela gözlü kız da her gece yıldızları saymışlar. Kâh nice yıldızlar kaymış dileksiz kâh nicesi var imiş ama sanki yok imiş.
Bilemezsin yıldızları kızım. Sen baktığında hiç yokmuş gibi görürken diğeri baktığında binlerce varmış gibidir yıldızlar.
Yıldızlar gönül gözü ister.
Onların gönül gözü açıkmış lâkin birbirlerine karşı gözleri hep kaçmış.
Belki onlar buluşmuşlar bir yerde bilinmez.
Evren hiçbir şeyi unutmaz kızım.
Evren sesi kaydeder, bakışları kaydeder, nice sevdaları kaydeder, nice hisleri kaydeder.
Yıllar sonra gelir, hatırlatır.
Yıllar sonra gelir, hakîkaten buluşur bakışlar.
Yani evren unutmazdır.
Sen unuttuklarını hatırlamazsın da o hatırlamadıklarını unutmaz.
Efsaneye geri dönecek olursak. Bu iki evlat hiç buluşamamışlar.
Oğlanın o dağ tepesinde kitap okuması geceye sır kalmış.
Kızın oğlana yazdığı nice yazılar toprağı kendisine yoldaş yapmış.
Biri havada kalmış, biri yerkürede.
Bir orta yol bulup da buluşamamışlar.
O yüzden sayma yıldızları. Sonra sevdiğine kavuşamazsın.
-Baba.. Ya ikimiz de aynı geceye ve gökyüzüne sırlarımızı emanet etmişsek? Yıldızlar kulaktan kulağa yapıp anlatmaz mı dersin bize nasıl sevdalaştığımızı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder