9 Ağustos 2015 Pazar

mağaramda gülümsemeler haha

ne tam eksiğim, ne tam yarım, ne tamamım tam, ne eksiğim yarım, uçurumun kenarındayım biri beni iteklesin tam düşerken aklıma o takılsın.
aklımdaki askılıkta takılı hatıralar, karanlıkta gözlerimi görsen geçmişe takılılar, kızarmış gözlerim, bitkin halim, çöküşüm üzerine yazdığım onikinci duyulmayan metin. doyumsuz bir mutsuzluğun içindeyim, içim içini yiyip bitiren seslenecek olsam da içime, tüm vücuda salgıladığım şüphenin en kötü kurdun hali, elimde kalan ne hayat boğuluyorum kendimle konuştukça aynada, kırık bir ayna, baktığın ayna kırık olması gerek geleneklerimiz de böyle, kırık değilse de kırmak zorundadır geleneklerimiz böyle. karanlık bir manzara bana neler yazdırabilir? daha yazabilirmiyim? yazdıkça yok oluyorum, delimiyim ? kitap yazmak istiyorum geriye bırakabileceğim yalnızlığımı, yalnızlığı düşün yalnız kalmış duygular arasında. duymasanda arkadaki fon müzigini ve yahut görmesem de sırtımda ki dost izlerini. gecemi oldu ne? ne acı bir ziyafet bu, acının zıyafeti mi olur? ne acı bir ümitsiz vaka bu, aynadaki ( kırık ) şu adama ümitsizlik çöküşüne en berbat hali bu. solmuş eskiler, solmuş resimler, sonmuş meğersem, sonum olacakken sol yanımda, ahh eski günler, ahlaktan yoksun şu yeni nesiller. etrafımı saran korkular çavuşum hiç konuşmadın neden şu susuşun? konuşsam susturacaksın bıraktım yalnızlığında kus şu düşündükçedüşlerineacıverendüşlerindesüslediğini. biz beraber yalnızız çavuşum birde belgin abla var ( soyadını bilmeyiz, soyadı abla'dır, bir soyad vermediğimizdendir ) uzun zamandır da görmem belgin ablayı. her sabah sıfıraltıotuzbeşte kalkarım her yer karanlık, akşam gecekonduma gelişim belli olmaz. iyileşmiyor yaralarım, zamanla kayboluyorum çavuşum kaçıncı yan etki bunlar

içimdeki acılara literatürün yetmediği yerde ateş olup yanmak mı? sonuç hayal kırıklığı daha yaşamadım sonumu. rüyalardayım, kabuslara uyanıyorum. rüyalardayım, ayakta duracak halim yok. ayakta uyumak ne aslan? yatağın arkasında pencere, ışık girmez sokak lambası patlak ( geleneklerimiz yine yeniden) yatağına oturur, bu yatak da daha önce canım ile birlikte olmuştur, tüm vücudu uyuşur, kokusu hala durur. gözlerini kapatır aslan, açar. anlatmaya başlar, anlatamaz, bu odada neler anlattı da hiç biri anlaşılmadı, baktığı her şey bulanıklaştı yazıp yazıp attığı kağıtlar yerde daha öncesinde okunuyordu artık okuyamıyordu. odaya gelmeden bunlar yaşansaydı bu küçük odada yatağı bulmak bir hayli zordu. gözünün bulanıklığıyla daha önce yazdığı bir şiiri okumaya başlar, hayır yazdığı bir müziğin nakaratıdır.

bakarsın gün olur yelken bulut
yağmur sandalı gözden kaybolur
iner gökyüzünden bir ay
penceremde tanıdık bir ışık olur
kalemde anlaşılmaz bir sükut
heyhat kapanır göz uykusuzdur
kara gecelere yazılan tüm mısralar
kim bilir belki de o zaman okunur.

garip bir gülümseme haha acıyla gülümser haha bu gece de özlemekten kurtulamaz ve gecelerin bitmemesiyle ( sabahlar olmaz bu gecekondu da)  gülümsemeye devam eder.haha

1 yorum:

  1. soru eklerini (mıyım, miyim) birleşik yazman beni tahrik etti. onun dışında çok güzel, başarılı ve tutunamayanlar için mükemmel bir yazı. ellerine sağlık, tebrik ederim.

    YanıtlaSil