25 Mart 2015 Çarşamba

Yalnız Kurt

Gökkuşağı ne kadar güzel değil mi? Ölüme esen bir sabah yelinde yola çıkar yalnız bir kurt. Avlayacak mıydı yoksa avlanacak mıydı?
Bilmiyordu. Bilemezdi. Öylece çıktı yola. Yaşlı bir meşe ağacının altında biraz beklemek istedi. Yağmurda avlanmak zordu. Uzandı. Etrafını süzdü. Bulutlar tüyleriyle aynı renge bürünüyordu yavaş yavaş. Yağmur dindi. Gökkuşağı, gökyüzüne güzelliği getirmişti. Ayaklandı. Çok beğenmişti. Ona doğru hareket etmeye başladı. Bir yaşlı meşe ağacını daha arkada bıraktı. Yaklaştığını sandı. Birden hızlandı. Sanki gelmişti. Çalıların arasından atladı. Arka ayağında bir acı. Olduğu yerde kaldı. Kapana kısılmıştı ayağı. Mutluluğa çok yaklaşmıştı oysa ki. Esir olarak devam edemezdi. Kendini öldürecekti. Gökkuşağını izleyerek.
Düşün ki ben yalnız bir kurt, gözlerin -mutluluk, gökkuşağı- ve sen kapan.
Sonuç. Ölüyüm. Yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder