Gökkuşağı ne kadar güzel değil mi? Ölüme esen bir sabah yelinde yola
çıkar yalnız bir kurt. Avlayacak mıydı yoksa avlanacak mıydı?
Bilmiyordu. Bilemezdi. Öylece çıktı yola. Yaşlı bir meşe ağacının
altında biraz beklemek istedi. Yağmurda avlanmak zordu. Uzandı. Etrafını
süzdü. Bulutlar tüyleriyle aynı renge bürünüyordu yavaş yavaş. Yağmur
dindi. Gökkuşağı, gökyüzüne güzelliği getirmişti. Ayaklandı. Çok
beğenmişti. Ona doğru hareket etmeye başladı. Bir yaşlı meşe ağacını
daha arkada bıraktı. Yaklaştığını sandı. Birden hızlandı. Sanki
gelmişti. Çalıların arasından atladı. Arka ayağında bir acı. Olduğu
yerde kaldı. Kapana kısılmıştı ayağı. Mutluluğa çok yaklaşmıştı oysa ki.
Esir olarak devam edemezdi. Kendini öldürecekti. Gökkuşağını
izleyerek.
Düşün ki ben yalnız bir kurt, gözlerin -mutluluk, gökkuşağı- ve sen kapan.
Sonuç. Ölüyüm. Yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder