9 Şubat 2015 Pazartesi

Yorgunum Ve Ağrılar

     Takıyorum kulaklığı,
     Özellikle üzüldüğüm gecelerde, ağladığım zamanlarda sırf birazcık daha fazla kendimi üzmek için. Geçsin diye değil, acımı yaşayacaksam dibine kadar yaşayayım diye. Neşeli şarkılar geldiğinde değiştiriyorum, duymak istemiyorum çünkü o an. O an ne kadar üzülmeme katkıda bulunacak şarkı varsa onları buluyorum. Önce dalıyorum. Karanlık biliyorum ama dalıyorum karanlıkta... Gözlerimi kırpmadan karanlığa bakıyorum. Kulaklıktan gelen şarkıların acı sesiyle canımın acıdığını biraz daha hissediyorum. Biri vurmuyor, kendimi kestiğim de yok fiziksel olarak değil ama içimin acıdığını hissediyorum.

     Sessiz olmaya çalışıyorum. Sessiz ağlamaya çalışıyorum daha doğrusu. Bu işi yaparken. Hiç hüngür hüngür ağlamamalıyım. İçime akıtmalıyım aynı zamanda. Daha çok canımı yakmam gerek. Sesin çıkma ihtimaline karşın yastığa gömülüyorum... Gözlerimi kapatıyorum.

      Bir süre sonra gözlerim acıyor ve başım zonkluyor. Ama içim geçmek bilmiyor. İstediğimi elde ediyorum. Kendime acı çektiriyorum. O yastık,o geceler, o kulaklık benim ağladığımı biliyor. Bilenler cansız, bilenler yorumsuz... Bu bana iyi geliyor. Bilmemeleri güzel. Güzel olduğunu, ağlatanların bildiklerinde umursamadıkları zaman idrak ettim.

       Sonra uyuyorum galiba... Bir ''acı çekme gecesi'' daha şahane bi' şekilde son buluyor. Bir gün gerçekten son bulacak, değil mi ?


 
     

2 yorum:

  1. Çekilen acı aynı olamasa da, yaşadıklarının çok benzerini başka birisinin de yaşadığını bilmek azıcık rahatlatıyor insanın içini.

    YanıtlaSil