9 Şubat 2015 Pazartesi

Geçmişten Gelen Mutluluk Kokuları

 Mutsuzluk buram buram eserken hayatımda geçmişten aklımda yer edinmiş o mutluluk kokularını duymaya çabalamakla geçti günlerim. Kimi zaman bir adamın geçmişten gelen kokusu dolarken burnuma, kimi zaman da acı bir tat gelir midemden o eski günlere dair. Şimdilerde şanslı günlerimdeyim sanırım. Burnuma dolan bu çikolata kokusu tanıdık. Geçmişten mi doluyor acaba burnuma bu koku ayırt edemiyorum. Sadece geçmişten gelen bir aşinalık mı yoksa gerçekten buram buram kokuyor mu hayatım onun çikolata kokusuyla? Hangisini istiyorum ki ben? Özlediğimi mi? Gerçek olanı mı? Gerçek mi acaba gerçekten? Yoksa burnuma dolan bu koku sadece geçmişten gelen küçük bir esinti mi? Bugünü, şimdiyi, gerçek bir çikolata kokusunu, o kokuyla sarılmış boynunu istiyorum, biliyorum.
Başım omzunda, çikolata kokusu burnumdayken bile ayırt edemedim. Acaba geçmişte miydim? Bugünde mi? Belime sardığı kolları, saçımla oynamaları, öpüşleri gerçekti dimi? Peki ya dokunuşları, onlarda gerçek miydi? 
İlk defa yanımda heyecanla bir şeyler anlatıyordu geçmişten gelen tatlı anılar olamaz bunlar. Biliyorum bu sefer gerçekti. Gerçek olmak zorundaydı. Bizim böyle tatlı bir geçmişimiz yoktu nasıl geçmiş esintisi olsundu ki. Düşündükçe daha iyi anlıyorum. Her şeyiyle gerçekti yanımda. Kokusuyla, sesiyle, gülüşüyle.
Alaycılığını özlemişim sanırım. Bir de uyuzluklarını. Ama en çokta beni sevmeyişini özlemişim. Beni sevsin diye kıvranmayı özlemişim. Sevmeyeceğini bile bile. Ait hissetmeyi isteyerek, hissederek ama ait olmayarak sevmeyi özlemişim. Kabul ediyorum. Onu özlemişim. Her şeyiyle. Ama en çokta geçmişten gelen o çikolata kokusuyla özlemişim. 

Gerçekten gelmiş. Burnuma dolan o kokular esinti değilmiş, Hayal hiç değilmiş. Geçmişten getirdiği mutluluk kokularıyla iyi ki gelmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder