10 Şubat 2015 Salı

Öldürüldük Sevdiğim

Olamazdı böyle bir son.
Yanlıştı.

Hayallerimize uymuyordu.
İsteklerimiz ve umut ettiklerimiz, yaşanmışlıklara sindi.
Ben istedim ki yuvama baba ol.
Gözlerinin çekiğini kızımıza oğlumuza miras bırak.
Ben istedim ki, yanı başımda yaşlan.

Her ağladığımda koştuğum sendin, şimdilerde her öldüğümde gökyüzüne uğruyorum. Şiirler yazıp seni içimde yok etmeye çalışıyorum. Oysa hiç istemem ki seni unutmayı. Bir tat, dudaklarımın arasında. Severek ayrılmanın verdiği bir tat. Ölüm tadı.

Ayrılığın ertesi günü,
"Bizim şarkımız neydi?" dedi adam. "Ayrılsak ölürüz biz" diye cevap verdim titrek bir sesle, "Öldürüldük sevdiğim."
Hayat ne kadar acımasız davranıyordu bazen. Sanki en fazla bana. Bazen dünyanın tüm yükü benim kalbimdeymiş gibi hissedip, yıkılıyorum.
Dayanılmaz oluyor bazı günler.
Bu hikaye böyle bitmemeliydi.
Kim derdi ki, bir gün yeniden şiirlere sığınıp seni yazacağımı canımın acısı..
Elbet senin de yokluğuna alışmak zorunda kalacağım, lakin ellerinin izi hala kalbimde. Olur ya, bir gün yine arar yüreğin yüreğimi.. Buralardayım. Hoşça kal ömrüme yazılanım.

~
Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde
Kendimden ayrı düştüm
Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de 
Gittiğim her yerde benimlesin
Söylenecek söz yok
Gidiyorum ben, hoşça kal.
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp koşmak içimde var
Hoşça kal
Biraz su biraz yeşillik
Her yer benim evimdir
Taşırım dünyayı sırtımda
Her dil benim dilimdir
Ama söylenecek söz yok
Gidiyorum ben.
                                                                            "Şebnem Ferah-Hoşça kal"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder