7 Aralık 2017 Perşembe

YÜKSEK GERİLİM HATTIM


Köşede, yalnızlıktan ölen bir kaç anı, 
başda ağrı, 
ruhda yorgunluk... 
Beden ölmeye hazır, bekliyor vaktini. 
Kıvrım kıvrım içim, böyle dumanaltı sanki.

      Kalarak gidişlerini ezberledim. Ayaklarım uyuştu bir daha gidemedim. Sevdim diye gidip gelmeleri bile düşünmedim. Şimdi bırak bir yere gitmeyi, ben kendime bile gelemedim. 
      Sınıflandırdım anılarımı. Hepsini ayırıp seni yazdım 'Direndiklerim' kısmına. Giriş çıkışı bile kendim tuttum, bir aksilik bulup, oradan da gitme diye. 
Fazla mı abarttım? 
Yoksa eksik mi tarttım?
Sebebini bilmediğim bir buruklukla sevinçlerimden vazgeçip seni düşündüm. Lükse bak. 
Yüksekten bak.
Alçaklığın kadar yüksekten bak.
Şimdi vicdanı solundan alıp söyle; baktığın yerden düşmek acıtmaz mı canı?
Tarif edebilir misin yüksekten bakmanın heyecanını?
      Hayta gençliğin verdiği hayta değilim havalarıyla attığım adımlarda, kaybolarak büyümeye çalıştım. Düştüğümde dizlerim soyulurken, solumda hissettim sızıyı. İşte sen o taze yaraları tekrar kanattın. Ya bırak kabuk bağlayayım ya da temizle artık kan'attıklarını. Hüzünle izledim, kan atıp da kanında boğulanları. Kaldım diye yalan söyleyip, kan kusturan kanser gibi kandırdın kanattığın yaralarımı. 
      Cümlelerinde kayboldum. İzimi tekrar bulup da yola çıkamadım. Zaten gitmelere de alışık değildim, kalakaldım bıraktığın izlerin arasında. Dinlediklerim, direndiklerimin yalanıymış, öğrenince daha çok direndim.
      Vazgeçtim. Öyle bir vazgeçiş ki bu, hayat psikolojimi mahvedebilecek bir düşünceyle döndü bütün toplar direkten. Ve gün gün ateşe yürüdüm mecazi muamelelerle. İçimi mahveden o üç hecelik hayati kararımla, pantolon dahi giymeden, koyuldum hayallerin peşine.
      Candan özledim. Canım, benden bezdi. Can damarıma basılan can kırıklarını, canımın çıktığı kadar bağırasım vardı, canım diyemediğim ama canımda beslediğim, can özüme. Ve ben bir türlü dönemedim özüme. 
      Kurallarını bilmediğim bir oyunda, yendim diye düşündüğüm an ortaya çıkan skor tabelası gibiydin, kırdın tüm umutlarımı. Ve ben git gide seviyesi zorlaşan hayatın kurallarını bu sefer biliyorum. 
      Aslında seviyesizlik yapan insanların seviyesiydin sen çoğu zaman. Ve onlar bunu anlamadılar hiç bir zaman.
Yazık.

      Koca dünya içinde, koca fırsatları kaçırıp, sürekli yanlış yolda adım atmanın kaybını ne zaman fark edeceksin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder