31 Temmuz 2017 Pazartesi

Eyyamgüder

Bir süredir düşünüyorum, bu hayatta ki amacım ne benim.
Neyin peşindeyim ve onu elde etmek için ne yapıyorum.

Sabah uyandığımda duyduğum vicdan azabının sebebi neydi ki acaba,
neyi veya neleri doğru yap(a)mıyorum. Bir şeyi yapmanın doğruluğu herkes için aynı mıdır ?
Doğru yaptığımı sandığımdan kaybettiğim insanlar ne olacak peki?
Herkes bir amaç için mi yaşıyor hayatını?
Yarınını düşünmekten uyuyamayan insanların suçu neydi ?
Biz bu hayatta çok düşündüğümüz için kaybediyoruz..
Çok düşünmekten varolan, işleyen zamana ayak uyduramayan birkaç insanız.

Çağımızın en büyük sorunu, belkide üstüne en çok düşündüğüm şey ' mutlu ' olamamak, mutlu olmayı bil(e)memek. Hepimizin bir sorunu var ama mutluluğa erişmeye, sorunu çözmeye niyeti yok.
Hep bi acı, keder isteği çekiyoruz. Mutlu olduğumuz anların tadını bile çıkaramıyoruz. Sıklıkla değişmekten yalama olmuş ruhumuz aranan mutluluğa erişemeyecek, az zaman sonra yokluğa, hiçliğe sürüklenecek.
Acımızı göz önünde yaşamayı acının kendisiyle savaşmaya tercih ediyoruz.
Savaşmayı isteyip istemediğimiz bile meçhul.
Salt mutlu bir yaşam için yalnızlaşmak gerekiyor belki de.
Ruhları çürümeye yüz tutmuş insanlardan arınmak,
her şeyden uzaklaşmak, bir merhabaya hasret kalmak gerekiyor belki de.
Daha yaşamayı beceremeyen birinin, mutlu bir yaşam sürmek istemesi..
Belki de bu dünya sanıldığı kadar yaşanmaya değer bir yer değildir.
Arzulanan mutluluğun daha fazlası belkide ölümdür.

2 yorum:

  1. Basit ama zor cümlelerle günümüzü, bizi bu kadar güzel anlatan birini daha görmedim. Bu yazıya en çok ihtiyacım olan zamanda ulaştım. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil