30 Temmuz 2015 Perşembe

Daha neler.

Canım yazmak istiyor ama ne yazacağım konusunda bir fikrim yok.
-Sayfaya boş boş bakmanın ardından geçen 1 saat sonra-

Neyse işte geçenlerde benim çıkarttığım kitabı satmak için belediyenin ''alışveriş günleri''adı kapsamında iskele meydanına kurduğu çadırların önüne izin alıp koyduk bi tane masa millete kitap satıyoruz işte. Hava nası sıcak! Millet bunun bahanesiyle çıkmış sokağa çırılçıplak. Yani yok artık sizde. O kadar da çırılçıplak değil işte bir kaç parça bez parçası var tabii. Açık giyinmeye karşı falan değilim, banane. Hep kıskançlık bunlar.
Neyse işte oturuduk işte yanımızdada çok komik ve çok iyi bi dondurmacı abi var, kızları kesiyor ama alıcı değil. Sohbet falan ediyoruz bir tane müşteri geliyor kitaba bakmak için. Bakıyor soru soruyor güler yüzle karşılıyorsun, satıcı olduğum için falan değil ben hep gülerim. Neyse işte kitabı baya bi inceliyor açıyor -çok karşı olduğum bir şey- son sayfayı felan okuyor, dönüyor tekrar kapağa bakıyor. Sonra arkada resmi görüyor siz mi yazdınız diyor?
Bana değil. Yanımda oturan manevi ablama. Dürtüyorum çünkü telefonuyla ilgileniyor bu sırada. Kafasını kaldırıp kendine sorulduğunu anlayınca yok ben yazmadım deyip beni gösteriyor falan. Okuyucu bu defa bana dönüyor kaç yaşındasınız diyor. 15 diyorum. ağız burun kıvırıyor tekrar falan bakuyor kitaba ve yavaşça koyup uzaklaşıyor. 20 yaşında olsam olacak aslında alacak o kitabı ama 15 yaşındayım bencede almamalı değil mi? Çünkü 15 yaşında kitap yazamazsın.
Bir 10 dakka sonra 40'lı yaşlarda bi adam geliyor kitaba bakıyor. Herkes gibi uzun süre inceliyor, resme bakıyor sonra bana. Sorulan soru;
''Ne kadar benziyorsunuz akrabanız mı?'' sabır ver der gibi gülüyorum sonra adama dönüp ''o benim'' diyorum. Haa diyor uzun uzun. Sonra kaç yaşındasın falan felan. Diyorum 15, yadırgamıyor. Tuhaf.
Benimde kızlarım var senden bir kaç yaş büyük derken etrafına bakmaya başlıyor. Neredeler falan derken kitabı koyup hafif hafif uzaklaşma yolunda. Ona baktığımı fark edince dönüp kızları bulup geleceğim dolaşıp geliriz diyor. Hafifçe gülümseyip tamam diyorum.Adam iyi ve kitaplara ilgili, gelecek.
Az sonra 2 kızla birlikte geliyorlar. Kızların yüzde 3 kilo makyaj, üstlerinde 2 karış birer şort birer de sıfır kol bluz. Kitabı görünce öcü görmüş gibi ikiside bir adım geriye gidiyor. Ablam hafiften gülmeye başlıyor, dürtüyorum sus diye. Yoksa ben de gülecem.
Adam kızların yanına yaklaşıp bakın kızım bu kitabı bu genç kız yazmış okumak isterseniz alalım diyor. Kızların biri hemen geçiyor savunmaya ve yanındakine dönüyor.
''Sen bak istersen ben kitap okumuyorum zaten.'' diyor ve bir adım daha geriye. Sonra yanındakine kayıyor bütün gözler tabii. Kıvırmaya başlıyor, benim zaten okuyacak kitabım var falan filan..
Adam kızlarının bu ilgisizliği karşısında yerin dibine giriyor ama hala kızlar farkında değil telefonlarıyla oynamaya çoktan başladılar bile. Adam neyse teşekkür ederiz diyor ve hafiften uzaklaşıyorlar.
Aradan belli bir süre geçiyor, bu sırada sokaktan akın akın insan geçiyor.Aralarından biri onlardan sıyrılıp geliyor masanın hemen önüne. Genç bir çocuk, tatilcilerden. Kitabı eline alıp bana dönüp kaç lira diyor, 15 diyorum. Cebinden parayı çıkarıp verdikten sonra teşekkür ederim deyip uzakşalıyor hemen. Okuyacak olan nasıl da belli ediyor kendini!
Sonra yaşlı teyze ve amca geliyor yanıma. Aaaa diyor sensin işte diyorlar. Kadın hemen açıyor kollarını gülerek sarılıyorum. Biz seni arıyoruz 1 haftadır diyor adam. Neden diyorum, kitabı aldık diyor ama imzalatamamıştık diyorlar. Gülerek karşılıyorum. Kitabı okudum diyor adam bu sırada kadın adamı dürtüp ''okuduk!'' diye ikaz ediyor. Tekrar gülüyorum. Tamam hayatım ikimizde okuduk diyor adam bu kez. Kadın devam ediyor, çok beğendik diyor sonra yaşını öğrenince şaşırdık diyor sonra seni aramaya başladık ama bir türlü bulamıyorduk diyor. Aslında hep evdeydim demek geliyor içimden, demiyorum tabii. Kitap yanınızda herhalde imzalıyım diyorum. Kadın adama, adam kadına bakıyor. Sen alacaktıın! diyor ikside aynı anda. Bu defa gülerek oturuyorum sandalyeye. Onları izlemeye başlıyorum, küçük bir tartışma yaşıyorlar ayak üstü. Sonra adam kadının omzuna kolunu atıp tamam hayatım bir tane daha alalım, onu birine hediye ederiz. Konuyu kapatalım deyip önden bir kitap alıp bana uzatıyor. Gülerek isimlerini sorduktan sonra atıyorum imzayı, kitabı alıp görüşmek üzere deyip uzaklaşıyorlar. Görüşürüz diyorum ama görüşmeyiz nasıl görüşeceğiz..
Hemen ardından birisi daha geliyor. Kitabı alıp tekrar tekrar incelemeye başlıyor uzuuun bir süre sonra bana dönüyor gülümseyerek ve diyor ki;
 Kaç lira? Hayır hayır böyle demiyor. Tam olarak;
''Çok güzel yazmışsınız, hayırlı olsun.'' Anama söver gibi. Sonra zaten gözden kayboluyor.
Bunlar sadece bir kaç örnek daha neler neleer..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder