19 Haziran 2015 Cuma

ilk cemre ve toprak 5



Kocaman gülüşlerimizin arkasına gizledik uykusuz gözlerimizi

Hep güldük, kahkahalarımıza bağlayıp söyleyemediklerimizi
Hep konuştuk aslında, sen ve ben, konuşmadık sanıp
Ve her konuşmada gerçekten sevdiğimize biraz daha kanıp

-Geldim; yaz gelmedi, ben geldim. Yaz gelmemekte inat edince ben geldim. Seven peşinden giderdi evet. Geldim. Giden ben olsaydım sen gelmezdin. Ama ben geldim. Biliyordun değil mi? Bu yüzden gittin. Nasıl olsa peşinden koşan bir çaresiz var. Git canım, daha çok git. İnat bu değil mi? Geleceğim peşinden.

Yere damlayan gözyaşlarını ayağıyla dağıttı. Görünmelerini istemiyordu. Çünkü onu bu kaçıncı ağlatışımdı! Yeterdi artık, yetmişti! Her yaz bir sonbahara ererdi, bizim yazımız gelmek bilmemişti bu sene. Ankara'nınki gibi. Değmemişti ellerim gökyüzüne henüz. Ama bir ümitti benimkisi. Ve ümidini kaybeden, her şeyini kaybetmişti. Benimle yaşa ümit, gerekirse benimle öl. Ama toprağa fazla bu kadarın, onun biraz da suya ihtiyacı var. Ayakkabılarının tabanlarını gözyaşlarına vurup aşka lanet edişi bundandır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder