7 Nisan 2015 Salı

Yürüyen Merdiven

İlkbahara küçük bir başlangıç yapılmış olsa da kışın henüz etkisini kaybetmediği bir gün…
Güneş kendini gösterse de soğuk esen rüzgar hissettiriyor kışın birden bitmeyeceğini, insanlar koşturuyor öyle ki hayat telaşesinden yürüyen merdivenleri es geçen bile var hazırcılığın virüs gibi yayıldığı şu devirde. Kimse dönüp ne arkasına bakıyor ne de önündekine dikkat ediyor, yoğunlar, kafalarında kim bilir kaç düşünce var, gelişmişliğin getirdiği kaç sıkıntı var akıllarında koştururken. Küçük bir çocuk, yanından geçen umursamaz adamları dev olarak görebilecek kadar küçük, bu umursamaz adamlara haykırışını duyuramayacak kadar sessiz. Koşup oynadığı sokaklardaki tozu dumanı kanı bırakıp hiç bilmediği bir ülkenin sokağında masum bakışlar atarak yaşayabilecek kadar cesur.
    Her gün başka bir tanesini görürüz o çocukların, hiç birini hatırlamayız bile, hatta çoğu kez yanına yaklaşmaktan çekiniriz sevgiye muhtaç küçücük bedenleriyle bizi öldüreceklermiş gibi. Bilmeyiz, çocuktur o, ne zararı vardır ne günahı buna rağmen nefret ederiz onlardan simit tutan elleri kirli diye sonra terliğinin olmadığını görünce yalandan çok üzülürüz o kadar üzülürüz ki hiç bir şey yapmadan geçip gideriz, tıpkı onun yanından çekip giden insanlar gibi, peki o? O an o ne düşünüyor ya da boş vaktinde pembe odalara sahip çocuklar gibi gri zeminin üzerine yattığında hayal kurabiliyor mu ya da kurduğu küçük ve masum hayallere kendi de inanıyor mu? Belki o da hayaller kuruyor her şeye rağmen, havalı oyuncakları değil de yiyebileceği lezzetli yemeklerin hayaliydi belki bu, belki de sıcak bir su, ayağını sıcak tutan ayakkabılar ya da daha kalın kıyafetler, en büyük hayali de ailesiyle yaşayabileceği sıcak bir çatıdır belki…Ve sonunda ne mi oldu sokakta bir kez olsun kalmamış bizler yıktık onların hayallerini, sevgisiz bakışlarımızla gerçeklere sürükledik o küçücük bedenlerdeki masum bakan iri gözleri, biz yarattık onların hırçınlığını, saldırganlığını. Durup bir kez olsun düşünmedik her şeyi çıkardığımızda çocuk kaldığını…Ve sen çocuk, sen uyma bize, elindeki simitten daha iyilerini yiyebileceğini unutma, bunu hayalde bırakma!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder