20 Mart 2015 Cuma

Yaşlı Hayatlar

 Topuklu ayakkabısından çıkan sesler rahatsız eder derecede yüksekti. Giymesinin sebebi boyunun kısa olması değildi, dikkat çekmek istiyordu. Uzun, turuncu saçlarını, başının sağ tarafından dolandırarak önüne doğru bırakmıştı.
Yanaklarındaki çiller bakışlarını daha masum hale getiriyordu. Yeşil gözleri bakmaya kıyamayacak kadar güzeldi. Yürümeyi yeni yeni öğrenmiş bebeklerden, yürümeye hali kalmamış yaşlılardan, ve enerjik bir şekilde el ele dolanan gençlerden oluşan kalabalığı yara yara ilerliyordu. Topuklu ayakkabısından çıkan seslere rağmen kimse ona dönüp bakmıyordu bile. Güzelliğinden bir kişinin bile etkilenmemesi, dönüp bakmaması şaşılası bir durumdu.
 Bir erkek bebek dikkatini çekti, hareket etmeksizin ayakta dikilen, sadece bir noktaya doğru bakan bir bebek. Erkek bebeğin baktığı yöne doğru başını çevirdi ve bir kız bebek gördü. Kız bebeğin, deniz kıyısında batan güneşi izliyormuş havası veren gözleri mi etkilemişti erkek bebeği? Yoksa uzun, altın sarısı saçları mı? Kız bebek başını erkek bebeğe doğru çevirdi. Tam bu sırada erkek bebek bakışlarını kaçırdı. Yüzüne bir gülümseme geldi. Yavaş yavaş erkek bebeğe doğru ilerledi. Yanına vardığında uzun bir süre erkek bebeğe doğru baktı, erkek bebeğin onu fark etmesini bekledi. Sonunda fark etmişti. Göz göze geldiklerinde erkek bebeğin gözündeki korku ve endişeyi hissetti. "Korkma" dedi, narin bir sesle. "Yapamam" diye cevap verdi erkek bebek. Diğerlerine doğru baktı. Bebekler yürümeye devam ediyorlardı. "Onlar gibi mi olmak istiyorsun? Sonu gelmez bir kovalamanın içinde mi olmak mı istiyorsun?" "Korkuyorum" Elini uzattı. "Korkma"
 Erkek bebek elini tuttu. Beraber yavaş bir şekilde kız bebeğin yanına gittiler. Kız bebeğin yanına vardıklarında, kız bebeğin gözlerindeki korkuyu gördüler. "Korkma" dedi. "Bilmiyorum" dedi kız bebek. "Neyi?" "Sevmeyi" "Ben sana öğreteceğim" "Nasıl" "Sadece elimi tut" Kız bebek de elini tuttu ve üçü beraber ilerlemeye başladılar. Nereye gittiklerini bilmiyorlardı, nereye gittiklerinin bir önemi yoktu. Önemli olan tek şey üçünün bir arada olmasıydı.
 Erkek bebek ile kız bebek O'nun elini tuttuktan sonra büyümeye başladılar. Yavaş yavaş boyları uzadı, yüz hatları belirginleşti, kız bebek genç bir kız, erkek bebek de bir delikanlı oldu.Genç kız aniden O'nun elini bıraktı. Delikanlı hızlı bir şekilde büyümeye başladı ve olgun bir adam haline geldi. Genç kız geri döndü ve bu sefer de olgun adam O'nun elini bıraktı. Genç kız hızlı bir şekilde büyümeye başladı ve olgun bir kadın haline geldi.
 İkisinin birden elini tutmakta gittikçe zorlanıyordu. Başta ikisini de zapt edebiliyordu ama zaman geçtikçe ikisini bir arada tutmakta zorlanmaya başlamıştı. İkisi de gitmek istiyordu, kolları arasındaki mesafe gittikçe arttı, arttı arttı... İki kolunu da açabildiği kadar açmıştı, ikisi de  kollarını sert bir şekilde çekiştiriyordu. Yorulmuştu, canı yanıyordu, ikisini bir arada tutmaya mecali kalmamıştı. İkisinin birden elini bırakmak zorunda kaldı. Bıraktığı anda olgun kadın ve adam durdular. Geri geri yürümeye başladı. Geriye döndüler. O'na doğru bakmaya başladılar. Adamın saçları beyazlaşmaya başladı, kadının göz altı torbaları ortaya çıkmaya başladı. İkisi birden elini kaldırdılar ve yorgun bir sesle O'na "Gitme!" dediler. Başını sağa sola salladı, ve geri geri adım atmaya devam etti. Adamın sakalları da beyazladı, kamburlaşmaya başladı, elinin altında bir baston belirdi. Kadının yüzündeki kırışıklar sayılamayacak hale geldi, kadın kendini tekerlekli sandalyenin üstünde buldu. İkisinin de gözleri görmemeye başladı, güzel gözlerinin önlerine gri bir perde indi. Artık O'na doğru bakmıyorlardı, artık birbirlerini dahi görmüyorlardı. Yaşlı adam bir yöne, yaşlı kadın başka bir yöne doğru ilerlemeye başladı, belirli bir süre sonra da oldukları yerde kaldılar.
 Yürümeyi yeni yeni öğrenmiş bebeklerden, yürümeye hali kalmamış yaşlılardan, ve enerjik bir şekilde el ele dolanan gençlerden oluşan kalabalığı yara yara ilerliyordu. Topuklu ayakkabısından çıkan seslere rağmen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder