29 Mart 2015 Pazar

Kış Papatyası

Güneşin doğmasına az bir süre kalmıştı. Kış papatyası yine üşümüştü, o kadar üşümüştü ki yorganına sarılmaktan kolları yorulmuştu. Soruyordu İstanbul’a “şimdi mutlu musun?” diye.
Yalnızdı çünkü yine. Hepsinin sebebi İstanbul’du. Uyandı. Güneşi aradı, bulamadı. Sağ kolunu yorganın dışına çıkardı, çok soğuktu. Çıkmak istemedi yine bu kirli dünyaya. Bu güzel papatyanın ne işi vardı orada. Bir saniye o bir papatya değil mi? “Onun kış mevsiminde ne işi var?” diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim. Bu kadar yalan, bu kadar kötülük varken artık ona her mevsim kış. Her mevsim hüznün bir kat fazlası. Her mevsim kar yağar yüreğine. Artık kış papatyası o ve çok güçlü. Yaşamayı başardı bunca süre. Devam edecek biliyorum. Tüm temizliğini korumuş, güzelliğini, iyiliğini içinde saklamış hep. Bazen gözlerinden aksa da bunlar, tutmak için elinden geleni yapıyor. 

Dışarı çıktığında güneşi gördü. Fakat uzun sürmedi hemen kayboldu. Güneş bile aydınlatmak istemiyordu bu dünyayı. Bizim papatyamız için durum gittikçe zorlaşıyordu. Aslında biz ne kadar aydınlıkta sansak da kendimizi zifiri bir karanlıkta yaşıyorduk. 

Papatya tuzlu bir esintide yürüyordu. Minik ellerini montunun ceplerini sokmuş. Bere ve atkısının dışında kalan ufak, tatlı burnu kızarmıştı. Evinin sokağından sağa dönünce bir çay bahçesi gördü. Hiç düşünmeden girdi oraya. Sanki evden buraya gelmek için çıkmıştı dışarı. Çardakta oturup bir papatya çayı istedi. O sırada karşısına bir adam geldi. Oturdu. “Merhaba, siz kış papatyası olmalısınız” dedi. Papatya şaşırdı. Güzel gözlerinde bir pırıltı oluştu. Biri anlamıştı onu. Sonunda onu anlayan biri çıkmıştı. “Sen kimsin?” dedi papatya. “Ben çam ağacıyım” dedi adam. Papatya şaşkınlıkla “Sen hiç üşümüyor musun yani?” dedi. Adam kafası öne eğik bir şekilde “Yıllardır öyle çok üşüdüm ki yüreğim, ruhum alıştı buna. Artık üşümüyorum. Fakat sizin gibi bir güzellik görünce yüreğim yandı resmen. Sanki bir alev topu girdi içime. Yıllardır böyle ısınmamıştım. Size çok teşekkür ederim. Hissizleştim ben artık. Bende hep kışları yaşadığım için anladım seni. Diğer insanlar kendini hep bahar mevsiminde sandığı için seni sıradan biri olarak gördü fakat değilsin. Ben bunu biliyorum. Şimdi sana bir kere bile seni seviyorum demeden gideceğim. Eğer ki bir gün bahar mevsimi gelirse hayatına, gel beni de çağır yanına. Beraber seyredelim güneşi. Bir yere hareket etmiyorum zaten. Ben hep kış mevsimindeyim”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder