"Bana bir dayanak
noktası verin Dünya'yı yerinden oynatayım." Archimedes
Hakikat hangi yolla karşına çıksaydı ona hakettiği muameleyi
yapardın? O devamlı arayıp durduğun muamma kimin eliyle gelseydi yeteri
ciddiyetle kucaklardın onu?
Bir sarhoşun sayıklamalarında gelse, kabul edebilir miydin
onu ?
Kutsal bir metin olarak gelse?
Ya da babanın bir ikazı olarak?
Biri çıksa karşına ve dese: "İşte hakikat bu!" Ve
söyleyiverse, gösteriverse sana... Hangisi mümkün
ise... Kabul edebilir miydin?
Ne kadar ciddiye alabilirdin onu?
Bilimsel bir argüman olarak gelse ne derdin ya da?
Bir ömür kovalayıp yakalamadıkça ona hakikat demez miydin
yoksa?
Herkese saklanan o hakikat incisinin midyesi de sen olsan,
göremez miydin yani hakikati? Hep yakınsan, onunla büyümüş, onu sen büyütmüşsen
ya? Hissedemez miydin yani?
Hakikati bulmak seni de korkutmuyor mu ey talib?
Düco gibi seslenicem sana ben de "Ey Talib"!
Talebinden başka elinde hiçbir şeyi olmayan kişi!
Endişelenmiyor musun sen de ben gibi?
Varmaktan... Bitmesinden yolun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder