20 Ekim 2014 Pazartesi

Milyarlarca Parçalı Puzzle

 Kendime soruyorum, "Bu Dünya'ya ne kadar insan geldi? Bu Dünya'dan ne kadar insan gitti?" diye. Soruyu sordukça soru içinde kayboluyorum, gittikçe küçülüyorum. Ben kimim ki? Milyarlar arasında ben kimim? Sadece oksijen tüketmeye mi geldim buraya, bir işlere yarayacak mıyım acaba? 
 Kocaman bir puzzle hayal ettim, milyarlarca parçası olan bir puzzle: Dünya Puzzle'i. Puzzle'in sahibi O, biz de etrafa saçılmış parçalarız. Ne kadar parça var bilmiyoruz, bitiş ne zaman bilmiyoruz, Puzzle'daki yerimiz neresi onu da bilmiyoruz. Kendimizi bir yerden başka bir yere sürükleyip duruyoruz. Uygun yeri bulmaya çalışıyoruz, bizi tamamlayan parçaları arıyoruz.
 Kendimizi alıyoruz, nereye ait olduğumuzu arıyoruz. Önce bir yanımızı çevirip deniyoruz diğer parçayla birleştirmeyi, o olmuyor diğer yanımıza dönüyoruz, o da olmuyor başka yerlere gidiyoruz.    Başkaları gelip kendini bizim girinti çıkıntılarımıza oturtmayı deniyor, uymuyor gidiyorlar. Kimisini uydu sanıyoruz, aradaki boşlukları görmezden geliyoruz, ama bütünü bozduğu için istemesek de yanımızdan kayıp gidişlerini izliyoruz. 
 Kimimiz de ait olduğumuz yeri bulamadan kaybolup gidiyoruz...
 Eninde sonunda bir yerlerde buluyoruz kendimizi. Sessizce Puzzle sahibinin eserini bitirmesini bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder