Sırtımı bahçe duvarına yaslamış, bacaklarımı sol yanıma alıp
oturmuştum. Soğuk değildi bahçe duvarı, hiç soğuk olmamıştı. Başımı geriye
yaslayıp gökyüzüne bakıyordum. Aklımdan geçen mısraların haddi hesabı yoktu.
Hepsine yetişmeye çalışınca saçma sapan şeyler söylemişim meğer. O, karşıma oturmuş, bacaklarını kendine doğru çekip elleriyle bağlamış, başı önde, dizlerinin üzerinden beni izliyordu. Saçları önüne düşmüştü ama umrunda değildi. Gözleri yorgunluğunu ele veriyordu. Yormuştum onu.
Hepsine yetişmeye çalışınca saçma sapan şeyler söylemişim meğer. O, karşıma oturmuş, bacaklarını kendine doğru çekip elleriyle bağlamış, başı önde, dizlerinin üzerinden beni izliyordu. Saçları önüne düşmüştü ama umrunda değildi. Gözleri yorgunluğunu ele veriyordu. Yormuştum onu.
-Bu halde bile bir şeyler mırıldanıyorsun.
-Bu yüzden sevmedin mi beni? Sana şiirler yazmadan
kazanabilir miydim gönlünü? Bir kalp nasıl kazanılıyor gör işte.
Derin bir nefes aldı. Öyle derin bir nefesti ki verişi beni uzak
diyarlara uçurdu.
Ben diyeyim Bağdad
Siz deyin Madrid
İçimde gitmeler var yiğit
Sen beni gittirensin
Başım öne düştü, ağrıyordu yine.
Sen benim gittiğimsin
-dan gittiğim
-a gittiğim
Hepsi sensin
Güç bela başımı kaldırıp yüzüne baktım.
-Ya sen… Sevdin mi beni?
-Sen gittin, ben kaldım.
-Peşinden gitmez miydi seven?
-Sen gelir miydin peşimden, giden ben olsaydım?
Yüzüne bakmaya cesaretim kalmamıştı.
-Gelmezdim ama yine de severdim.
-Ben sevdim. Ve sana ispatlamak zorunda değilim. Ben senin
aşkınla doydum ilk cemre. Karşılık görmek gibi bi amacım olmadı hiç. Beni
doyurmakla yapacağını yapıyordu aşkın içimde. Bana yetiyordu içimdeki sen.
Yanımda olman ihtiyacım değildi hiçbir zaman.
-Ben de sevdim… Giderken bile. Bok vardı çünkü. Sevdim. Ve gittim.
Şimdi yine aynısını yapacağım.
Beklenmedik bir hareketle ayağa kalktım. Eteğim kendini rüzgâra
saldığı anda gitmenin verdiği garip özgürlüğü tattım. Durmamalıydım.
Toz toprak gözlerime doluştu. Canımı yakan tek şey keşke bu olsaydı.
-Git. Yakışır gitmeler… Arkasında bekleyeni olanlara.
Gürdü sesi. Onu duyduğum gün olduğu gibi. Sesine vurulmuştum
ilk.
Deme
Bekleme
Yoluna bak
Papatya dizili yoluna
Çünkü hepimizi şaşırtabilir son yaprakta
Koynumdaki papatya
-Seni de şair ettim giderayak. Affet, bu kafiyeler diline yapışacak.
Duymamıştı. Duymayacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder