17 Mart 2015 Salı

Hiçbiri ya da Hepsi

Hangisi gerçek? Orta yaşlı, kemik gözlüklü, şalındaki renklerde mutluluğu bulmuş, lacivert üzeri uzay desenli vosvosuyla gezen adam mı yoksa bulanık havada simsiyah gözlüklerini takmış, camlarına film çektirmiş, altın sarısı renkte kaplattığı tank gibi arabasıyla gezen adam mı? 
Yıllarca düşlediğimiz belki de sadece lafta pembe panjurlu dediğimiz fakat içinde sadece samimiyeti istediğimiz ev mi, borcu bir türlü bitmeyen bu yüzden gerek aile içinde olsun gerekse dışarıda olsun sıkıntısı hiç bitmeyen iki üç katlı, beş altı odalı ev mi? Sokaklarında yürürken yüzümüzde hissettiğimiz, o benim de pek sevdiğim Ankara'nın sert ayazı mı, çoğumuzun nefret ettiği, sırf bu yüzden yaz aylarında evden bile çıkmadığımız bunaltıcı Ankara öğlenleri mi? Dinlediğim fakat pek kendimi bulamadığım şarkıyı bugün bir otobüs dolusu insan gürültüsünün içinde dinleyip, solosunda kendimi unuttuğum anlar mı, düne kadar aşık olarak dinlediğim şarkıyı yine bugün boş boş dinlediğim dakikalar mı? O meşhur Ankara ayazından çatlamış, krem sürdüğümde kaşınan elimdeki kabuk tutsa bile geçmek bilmeyen yaralar mı, kısa olmasına rağmen kırılmaktan usanmayan, siyah ojeli tırnaklarım mı? Kedimin göğsümde mırlayarak yatmasında bulduğum, içimi ısıtan o anlık derin huzur mu, günlerdir düşüncelerimle baş başa geçirdiğim o yalnız saatlerdeki boşluk mu? Kimi zaman sade, kimi zaman orta şekerli kimi zaman şerbet gibi içtiğimiz Türk kahvesi mi, ismiyle bile ben dahil çoğumuzun içini ısıtan, çoğu kez tavşan kanı diye hitap ettiğimiz, ince belli bardakta tadı çıkan çay mı ya da arkadaşlarla 'derin mevzularda', gönül işleri muhabbetinde içilen buz gibi, çoğu kez içimizin yangınını söndüren biralar mı? Sabah aç karnına içilen ilk sigaranın içine çektiğinde tüm ciğerlerini dolduran dumanı mı, dumanı dışarı verdiğinde izlediğin şekli ya da yere çırparken uçuşan külleri mi? Peki birkaç gün öncesine kadar ömrüm diyen fakat çevresindeki kızları bana tercih eden, otobüs durağının önünde dans ettiğimiz siyah gözlü adam mı, renkli gözlere sahip yanlarında uzun zamandır hissedemediğim mutluluğu hissettiğim fakat çoğu kez de ihmal ettiğim insanlar mı? Ya konuştuklarım, düşündüklerim, yazdıklarım? Hangisi gerçek? Peki senin? Konuştukların gerçek mi? Ya düşündüklerin, yazdıkların? 
Peki sen? Sen gerçek misin?

1 yorum: